13 Temmuz 2016 Çarşamba

KAGAN’IN ÇİZERİ VAROL GÖKDAMAR'ın ARDINDAN

Osman Ülke
...
Bu ülkede kaliteli işler yapan bir adamın hak ettiği değeri elde etmesi kolay değildir,  bazen imkânsızdır. Hikâyesi çoğu zaman beni üzüyor olsa da böyle bir sanatçıyı tanıdığım için mutluyum. Onun hakkında elimden geldiğince bildiklerimi anlatmaya çalışacağım.

Varol Gökdamar’a çocukluğunda yanlış bir iğne yapılır ve belden aşağısı felç olur. Bu durumun belki de kendisi için daha hayırlı olduğunu söyler. Çünkü resme olan ilgisini yalnız geçirdiği zamanlarda fark eder.

Yeteneklerini özel bir ders almadan geliştirmiştir. Güzel sanatlar okuyan, resim kurslarına giden çoğu kimse aynı anda hem başarılı bir ressam hem de çizgi romancı olamaz. Fakat Varol abi bir süper kahramandır. En zorlu şartlarda en mükemmel ürünleri ortaya koyar.

Sanat hayatındaki renkli yolculuğuna gazeten kestiği resimleri taklit ederek başlaması son derece sıra dışıdır. Elbette işin içerisinde anatomi ve perspektif gibi detaylar olduğunda gazetelerden bu işi öğrenmek mümkün değildir. Acelesi yoktur, bulabileceği her malzemeyi değerlendirir. Satın aldığı çizgi romanlardan da birçok şey öğrenecektir. Teknik bilgiler konusundaki eksikliklerini kendi kendine tamamlar. Birisinin ona kuralları öğretmesi o kadar da önemli değildir, insan kuralları gözlemleyebilir. Mesela portrede iki gözü arasında bir göz kadar mesafe olduğunu kendisi bulmuştur. Kuşkusuz böyle bir azmin büyük engelleri aşmaması için hiçbir sebep yoktur.

İnsanların hayranlığını kazandığı yıllarda mütevazılığından bir şey yitirmez. Müthiş yağlıboya çalışmaları asırlar önce yaşamış büyük ressamlara benzetilir. Çizgi romanlarındaki tarzı ise Conan’ın eski sayılarının bir nostaljisi gibidir. Her şeyin çöp gibi bir kenara atıldığı çizgi roman piyasasında tarzının benimsenmiyor olmasından hoşnut değildir ama hala onun tarzını takdir eden çizgi roman meraklılarının olduğunun da farkındadır. Hatta bunlardan bazıları dünyaca ünlü çizgi romancılardır.

Photoshop kullanmayı da kendi bildiği yoldan öğrendikten sonra dijital resimler çizmeye başlar. Azmiyle birçok illüstratörden daha kaliteli ürünler ortaya koyar. İllüstrasyonların dijital kolaylıklarından istifade etmek yerine yağlı boya çizer gibi sabırlı bir şekilde hareket eder.
Hayatta kimseye yük olmak istemediği için yazın kavurucu sıcağında bıkmadan çalışır. Arada eline kalem almamış kimselerin “Güzel resim çizemiyorsun.” demesine gülüp geçer.  


Varol abi yoğun bakımda geçirdiği haftaların ardından aramızdan ayrıldı. Son günlerini anne babasıyla geçirirken onun sıkıntılarına ortak olmaya çalışıyordum.  Sağlıklı olduğu günlerde de neredeyse her akşam kendisiyle sohbet ederdim. Onun hiçbir zaman yalnızlığa hapsolmasını istemiyordum. Fakat elimden ne gelirdi ki? Bilmiyorum, belki de yapmam gerekenleri yapmışımdır.

İki yıl önce yazmaya başladığım Avcının Masalları isimli fantastik romanın kapağını çizecek birine ihtiyacım vardı. Görsel Sanatlar dersi hocam Gökhan Yıldız’ın vesilesiyle tanışmıştık. Yazmakta olduğum romanın kapağını bir türlü tamamlayamadık. Eline ne zaman bir iş geçse benimkini daha sonra da yapabileceğini söylerdim. O da bu kapağı erkenden bitirmek istemiyordu. Bir işi içine sinmeden bırakmazdı. Bu konuda şansımız yaver gitmese de umurumda değildi. Bir çalışmayı tamamlamak her zaman tek başına önemli değildir.


Bilgisayarı bozulduktan sonra defalarca yeni bir tablet alabileceğimizi söyledim. Her defasında bu teklifimi kibarca reddetti. Ben de bir gün romanı tamamlayınca nasıl olsa kendisini ikna edeceğime inanıyordum. Çizdiği kapak bu haliyle bile bir şaheserdi ve hiçbir zaman böyle bir resmin bedelini ödeyemezdim. 

Görsel Kaynak - Toprak Sergen

Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails